SESSİZ BİR PORTRE,
Gemlik Belediyesinin açmış olduğu Kitap Fuarında, Gemlikli Şair ve Yazar olarak stant da bana da bir yer vermişlerdi. Fuar çadırı zaman zaman çoğunluğu öğrenciler olan insan kalabalığı çok muhteşemdi. Kitaplarımı imzalamayı bırakıp o insan selinin içerisinde cıvıl cıvıl ilkokul, ortaokul, Lise öğrencilerini seyretmek bana ilham veriyordu. Aslında para kazanmak değil amacım sadece o havayı teneffüs etmek bana yetiyordu. Pek tabii ki bu arada özellikle çocuklar, masama gelerek ŞİİRE GÖNÜL VEREN KİTABIMLA, ŞİİRLERLE ATATÜRK isimli kitaplarımı incelerken de büyük haz duyuyordum. Bazı çocuklar, bakıp boynunu bükerek gitmeleri de beni çok üzüyordu belli ki o çocuğun kitap alacak parası yoktu belki de ailesi harçlık da veremiyordu. Bunları gördüğüm zaman çocukları yanıma çağırıyor, para almadan kitabımı imzalayıp hediye diyordum. Bu da benim en büyük zenginliğimdi.
Bunları yaşarken, yavaş yavaş yürüyerek stantları dolaşan, halim/selim ve sırtında taşıdığı çantası olan bir çocuğumuz masama yaklaşarak kitaplarımı inceledi ve çok yavaşça bir şeyler söyledi, yarı duydum, yarı duyamadım ama ne demek istediğini hissettim. Hangi okula gittiğini sordum. Lise öğrencisi olduğunu söyledi. Hal ve hareketleriyle dikkatimi çeken bu çocuk Gemlik İlçesine uzakta bir köyde yaşayan OKTAY ÇAKIR.
Bir hafta devam eden Fuarda her gün beni ve diğer kitapçıları ziyaret eden Oktay Çakır çok kitap alıyor ve bunları satır satır okuduğunu söylüyordu.
Neticede bana bir Şiir yazdığını söyledi ve yazdığı şiiri bana verdi “Hocam ben yazdım beğenecek misiniz” dedi ve işte Oktay Çakır’ın şiirini aşağıda sunuyorum ve ayrıca sayfamı diğer şairlerimizin şiirleriyle süslemeye çalıştım.
Bu vesile ile tüm okurlarımın yeni yılını kutluyor, sağlık, mutluluk diliyor, saygı, sevgi ve muhabbetlerimi sunuyorum.
HASAN AZKIRAN
İŞTE O MUSTAFA KEMAL ATATÜRK.
Alev almış sanki yanıyordu onun mavi gözleri,
Yıllar ürkek, rüzgâr etkisiz, söndüremedi gözlerindeki feri.
Yedi düvel çullandı üstüne ve fakat yetmedi güçleri.
Unutulamaz işte o Mustafa Kemal Atatürk.
Öğretmeni dedi ki Mustafa Kemaldir onun esas adı.
Cepheleri mekân tutmuş o yüce bir aslandı.
Adını duyan dünya devletleri, halen ürker,
Unutulmaz işte o Mustafa Kemal Atatürk.
Düşmanda amaç belli, yurdu baştan sona bölmekti.
Ama yanıldılar, hesapları Afyonda başladı, İzmir de bitti.
Zira o yalnız değil, yanındakiler İnönü, Çakmak, Karabekir di.
Unutulmaz işte o Mustafa Kemal Atatürk.
Oktay ÇAKIR/GEMLİK
………………………….X……………………..
XOŞ GÖRDÜK
Qarabağım and yerim
- güvencim, deyanetim,
Tebrizim, Xan Arazım
-şerefim, leyaqetim,
Qan içinde boğulan.
-Güneyim, heqiqetim,
Xoş gördük!..
Xoş gördük üreklerde
-donub qalmış gülleler,
Yamaclarda qan rengli
-qıpqırmızı laleler,
Nizelerin ucunda
-qucaq açmış körpeler-
Xoş gördük!..
Şakir MEHBUSİ/AZERBAYCAN
(Türkiye Kültür-Sanat-Edebiyat ödülçüsü.)
NOT. Azerbaycanlı şair katıldığı şiir
yarışmamızda benden ödül almıştı.
…………………………….X…………………………..
YANIMDA OL ARKADAŞ
Sen ne güzel bir kalbe sahipsin arkadaş.
Söyle, hiç art niyetin olmaz mı senin ?
Kadınlara saf torik derlerdi de kızardım.
Bakarken gözlerin de gülüyor be arkadaş.
İnan ki çok kıskanıyorum kıvrak gidişine.
Hoşuma gidiyor seni seviyorum deyişine.
Kaş altından bakıp da hafifçe gülüşüne,
Kurban olurum ben sana be arkadaş.
O kadar güzelsin ki, nazar değmesin.
Yakana bir mavi boncuk takıversen.
Gözlerini başkalarından gizleyiversen,
Ama benden gizleme ne olursun be arkadaş.
Uzaktan bakınca ellerini tutmak istedim
Yaklaşınca da dilim tutuldu diyemedim.
İster inan ister inanma, tek şey istedim,
Olmaz deyip, uzaklaştın benden be arkadaş.
Kara sevda derlerdi de inanmazdım.
Aklıma geldiğinde sana şiirler yazdım.
Oysa ben de kara sevda olmuşum,
Hiç anlamadan yazmışım be arkadaş.
Bir gün gönlüne esersem çık da geliver.
Ben cesaret edemedim sen ellerimi tutuver.
Gözlerimin içine ta derinden bakıver,
Boynuma sarıl da hasret giderelim be arkadaş.
Her gece rüyamdasın sakıncasız,
Gıdıklarken hırsını alıyorsun amansız.
Uyanıyorum yoksun yine kalıyorum yalnız.
Uyandığımda da yanımda ol be arkadaş.
Hasan AZKIRAN/GEMLİK
01/01/2023 Pazar
Saat : 14/31
…………………………..X………………………….
HAYATA DAİR
Gece geçti
Saatler yüzünü sabaha döndüğünde
Gelir uykusuzluk insanla kol kola
Düşünmekten yorgun düşersin
Ruhu pişman olur sanki dünyaya geldiğine
O vakit kalırsın arafta
Yaradan a isyan ile çile dönme dolabında
Yaşamanın bedeli neden ağır
Bazılarına sevgi altın tepside sunulur
Kıymet bilmezler
Yine de verilir en bereketli yerinden
Kıymet bilene katre katre koklatılır sevgi
Yine kafan karışık
Geceler sabaha döndüğünde
Söz yaşların izi kalır yürekte
Aynalar sağır
Aynalar ay gibi değil, zifiri karanlık
Senin olana el uzatamamak nedir bilir misiniz
Yıllarca ilmek ilmek ördüğünüz her şeyi
Çakalların nemalanmak için nasıl üleştiğini
Oysa bir varlık, taş bile olsa haddini bilmeli
Hakkı olan için bile güç kalmaz insanda da
Yorulur vazgeçersin,
İt ile dalaşmaktansa ,
Çalıyı dolanmak makul gelir o anlarda
Sefillik parasızlık değildir bana göre
Hadsize haddini bildirecek,
Takat yokluğu güçsüzlüktür.
Boşa koysan dolmaz doluya koysan almaz
Hele birde çileden yana bereketliysen
Arsızlık yok ise mayanda
Zordur hayat
Bilirsin derdi olan derdini anlattığında,
Kimse dinlemek istemez
İnsanoğlu bencil, kendi bir tel saçı
Dökülse seni yurdundan eder de,
Senin derdin olunca bana ne der.
Kendine dayan dostum kendine
Derdi veren dermanını da verir,
Görmeyi bilirsen
Şu hayatta her şey yalan
Kendinden başka her şey yalan
Hesap gününe inan
Tüm haklarını yaradan a devret
Tüm ahların bedeli alınır mizanda
Yüreğine iyi bak
Neriman KETEN/ANKARA
……………………..X…………………..
YORGUN
Yağmurlu bir havada çıkıyorum yola,
Etrafımda koca çınarın yaprakları,
Hafif bir rüzgâr…
Ayaklarımın altında,
Çıtırtılar eşliğinde yürüyorum.
Hafiften bir yağmur yağıyor,
Tepeden tırnağa ıslanıyorum
Hava çok soğuk,
İçimde bir hararet var,
Makina motoru gibi,
Sanki su kaynıyormuş gibi,
Tenha bir yere gidip,
Kafayı çekmek istiyorum.
Bir duble rakı,
Biraz peynir,
Bir dilim de kavun…
Yeter diyorum ama,
Dindirir mi acımı,
Dinlendirir mi yorgunluğumu ?
Hayaller kurarken ağır ağır yürüyorum.
Islanıyorum,
Canım sıkkın,
Geleceğim karanlık,
Bedenim yorgun.
Osman KARAHAN/GEMLİK