Murat Bayram


Salgın, Yasaklar Ve Milli Bayramlar

Salgın, Yasaklar Ve Milli Bayramlar


Salgın, Yasaklar Ve Milli Bayramlar

Bu meseleyi yazmam lazım;

Zira işler çığırından çıkıp, amacı dışına saptırılıyor.

Ülkemiz ve dünyamız bir salgın ile baş etmeye çalışıyor. Başarılı olduğumuz da söylenemez. Yine de biz dünyanın pek çok ülkesinden iyi durumdayız diyebilirim.

Öyle "sayılar saklanıyor" vs deyip konuya atlayana "önüme evrak koy" der, sorunu orada bitiririm önceden söyleyeyim.

Sayıları saklayanlar da, sayıları abartanlar da insanlık suçu işliyorlar. Tarih bunları af etmez, ben meseleye buradan bakar, havanda su dövme işine girmem.

Şimdi salgın meselesinde kendi özelimize dönelim.

Çeşitli tedbirler alınıyor, kısıtlamalar ve yasaklar getiriliyor. Toplumun kabahatini ve yükünü 65 yaş üstü büyüklerimiz çekiyor. Lakin hastalığa karşı en savunmasız olanlar da onlar ve kronik hastalığı olanlar. Korunmaya çalışılıyorlar, kısıtlamalara gidiyorlar.

Kısıtlama tedbirleri kapsamında alışageldiğimiz yaşantı ve birliktelikler de etkileniyor değişiyor.

Bayram, seyran; eş, dost, akraba kalmadı anlayacağınız...

En son 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları yasaklandı.

Ben milli bayramlar konusuna dönmek ve soruları doğrudan sormak istiyorum:

- 15 Temmuz iptal olmadı?

- Kurban bayramında kısıtlamalar olmadı (küçükler el öpecek diye, mikrop oradan oraya gezdi yayıldı. Yaşlılar ateşe atıldı)?

- Ayasofya'nın açılışından bahsetmeyelim bile. Ülke toprağımız üzerinde olan her şey hakkında kararı biz veririz. Gelgelelim, açılış katılımı "salgını önlemek bağlamında" neden yasaklanmadı? Protokol, Ayasofya içerisinde sterilize edilmiş ortamda kol boyu mesafe aralığında kendini korurken; dışarıda bir sürü "ne yaptığının farkına bile varamayacak kadar meselenin ciddiyetini anlayamayan" binlerce kişi omuz temas aralığında namaz kılıp mikrop ve pisliğini diğer binlerce kişiye bulaştırdı. Alın size toplum sağlığına kasıt. Neden Ayasofya'nın açılışı makul sayıda insanla yapılıp, vatandaş katılımı yasaklanmadı?

Şimdi, "Ayasofya'da toplanan ve ne yaptığının farkına bile varamayacak kadar meselenin ciddiyetini anlayamayan" kişiler, salgının alevlenmesine sebep olamasın diye mi 30 Ağustos kutlamaları yasaklanıyor?

"İnşallah seneye" mi deniyor Türk Milletine?

Dün Ayasofya'daki, öncesinde Kurban Bayramındaki, ondan evvel 15 Temmuzdaki riskten daha mı fazla şu anda risk? Böyle bir durum varsa onuda bilmeliyiz.

 30 Ağustos anlamı çok büyük olan; binlerce yıl daha bu topraklarda "yurtlanacağımızın" ilan edildiği gün. Yunan ve yunan tohumlarını, devlet düşmanı Rumları, bunların işbirlikçi yerli uzantılarını ve devşirmeleri İzmir'den denize döktüğümüz gün.

Öyleyse bizler "30 Ağustos Zaferini" balkonda, bahçede, evlerimizin salonunda; ailelerimizle de olsa kutlamalıyız! Gazi Atatürk'ümüzü, silah arkadaşlarını, şehitlerimizi ve gazilerimizi hatırlayıp hayır dualar okumalıyız.

Yaratan, kalbi bozukları ve yüzüne maske takmış riyakarları bilir; İYİ lerin sonu güzel olacaktır mutlaka. İş ki niyetler halis; hakikaten "yerli ve milli" olsun!..