Murat Bayram

Tarih: 06.07.2020 20:54

Hâlâ Millet İçin Çalışanlar Var Bilin İsterim

Facebook Twitter Linked-in

Hâlâ Millet İçin Çalışanlar Var Bilin İsterim

Bu hafta sonu bir basın toplantısına gazetemiz Gemlik Haber adına katıldım. Salgın süreci ve tedbirler dolayısı ile bildik şartlarda bir toplantı değildi bu.

İYİ parti Bursa İl Başkanlığının düzenlediği bu basın toplantısının konu başlığı Bursa’da son dönem yaşananlar ve Büyükşehir Belediyesinin Politikaları idi.

Basın toplantısı dijital ortamda düzenledi ve katılımcılar büyük medyanın usta kalemleri ile sınırlı tutulmayarak, her ilçeden basın mensupları da davet edildiler.

Soru cevap şeklinde verimli bir etkileşim oldu…

Toplantının içeriğine geçelim:

İl Başkanı Yahya Bahadır’ın yönettiği toplantı kısa bir sunu ile başladı.

Bildiğiniz üzere geçtiğimiz günlerde Bursa ilçeleri sel baskınına uğradı, bölgemiz yüksek miktarda yağış aldı. Ancak uzmanların verdiği bilgilere göre metrekareye düşen yağış miktarı da böyle bir sele neden olabilecek miktarda değilmiş.

Kestel’de Dudaklı ve Narlıdere, Yenişehir’de Marmaracık, Orhangazi’de Yenisölöz; İznik’te Müşküle, Göllüce, Kaynarca ve Sarıağıl köyleri ciddi zarar gördüler.

Altı canımızı yitirdik, insanlarımız evlerini yitirdi, çiftçinin emeği heba oldu…

Aynı şekilde yağışlar başka ilçelerde de tarımı olumsuz etkiledi,

Dolu, meyveleri ve sebzeleri vurdu; sağanak yağışlar polenleşmeye engel oldu, yıllık ürün yarı yarıya düştü.

Yaşananlar hakkında İYİ Parti Bursa İl Teşkilatının yaptığı incelemeler raporlamalar dikkat çekiciydi.

Sununun içeriği olay yerinde çekilen fotoğraflar, vatandaşlarla yapılan söyleşilerde alınan bilgilerle; o gün orada neler yaşandığını gün gibi ortaya koyuyordu;

Mesele Yahya Bahadır’ın söylediği gibi tam bir “ihmaller zincirinden” başka bir şey değildi:

Dere yatağında yapılaşma,

Islah edilmeyen dereler,

Hafriyat doldurulan dere yatakları,

Aktif durumda tutulmayan, çalıştırılmayan yağmur suyu tahliye pompaları,

Ve bunların sonucu yitirilen canlar, selin yok ettiği yuvalar, çamura boğulan tarladaki ürün.

Bilgi net olunca aktarmak da kolay oluyor elbette; (böyle olunca demagoji yapmaya, vaatler savurmaya, “yetkililerimiz araştırma yapıyor” falan demeye gerek kalmıyor)

Oturduğun yerden değil, “canın yandığı yerde” olup da vatandaşın ahvalini soruşturmak başka oluyor,

Peki, neler olmuş (yapılmamış) da bu acılar yaşanmış?

Tespitler şöyle:

-Yılda beş kilometre yapılması gereken dere ıslahı iki yüz metre yapılmış.

-Dere yatağında kaçak yapılaşmaya göz yumulmuş. İYİ Parti Bursa Milletvekili Sn. İsmail Tatlıoğlu bu konu hakkında “mevcut iktidar kaçak yapılara getirdiği imar affı ile bu olaya bir şekilde sebep olmuştur,” diyerek görüşünü belitti.

-Bölgede orman yolları açılmış lakin bu yollar yağmur deresi yataklarının yer değiştirmesine neden olmuş,

-Kestel Gölbaşı’da vatandaşlar hızlı tren için açılan tünelin hafriyatının dere yataklarına döküldüğünü söylemişler. Yön değiştiren su, köye ve ekili alanlara zarar vermiş.

-Yenişehir Marmaracık’da su tahliye pompaları arızalı denerek çalıştırılmıyor, DSİ “arıza kaydı yok” diyor. Ovayı su basıyor tüm mahsul kaybediliyor.

Bu felakete sebep olan “ihmaller zinciri” hakkında, ilgili kurumlara yöneltilecek her soru için mutlaka bir cevap veren çıkar, bir mazereti de olur.

Vatandaşlarımız yitirdiği canlarını gözleri yaşlı defneder, heba olup giden mahsul ve emeğine bakarak üzülür “Allah’tan” der avutur kendini; az yer, düğünü derneği seneye erteler, ayağa kalkar yaşam mücadelesinde pes etmez, burası kesin.

Fakat bu işin aslı astarını açıklayacak bir yönetici çıkar mı? Bu sorunun yanıtı koskoca bir belirsizlik.

Tarımsal tahribatın genel çerçevesinden de bahsetmek istiyorum:

-Gürsu, Kestel ve köylerindeki meyve bahçeleri dolu sebebi ile tahrip olmuş durumda,

-Müşküle tarafı dolu sebebi ile tahrip olmuş durumda,

-Ülkenin ihtiyacının yarısına yakınını karşılayan Yenisölöz’deki kivi bahçeleri tahrip olmuş durumda,

-İznik ve bazı köylerinde aşırı yağış nedeniyle ürün rekoltesi kaybı var.

Bu kısımda bende Gemlik’teki bazı notlarımı milletvekilleri, il başkanı ve diğer gazetecilere aktarmak için “aşırı yağışların zeytinde polenleşmeye mani olduğunu, zeytinin bu nedenle meyve tutamadığını; meyve tutan ağaçlarda mantarlaşmanın baş gösterdiğini, çiftçinin bunlarla mücadele için fazladan ilaçlamalar yapacağını, rekoltenin düştüğünü bakım maliyetlerinin ağırlaştığını” söyledim. “Bu yıl –zeytinin başkenti- olan Gemlik’te yiyecek zeytini bulamayabiliriz ya da çok yüksek fiyatlara bulabileceğiz” dedim.

İYİ Parti Milletvekilleri Ahmet Erozan ve Prof. İsmail Tatlıoğlu’ndan zeytincinin boğuştuğu bu sorunları Millet Meclisinde dile getirmelerini rica ettim. İl Başkanı Yahya Bahadır’dan ise partisinin meclis üyeleri aracılığıyla, Gemlikli zeytincinin durumu ile ilgili Bursa nezdinde bir kamuoyu oluştururlarsa Gemlik’in bu durumdan memnun olacağını da ekledim (çorbada tuzumuz olsun).

Bu sözlerimle ilgili olarak Sn. Ahmet Erozan “tarımın kesin ve koşulsuz bir şekilde desteklenmelidir, bu devlet politikası olmalıdır. Tarımı destekleyeceğiz; tohumu, ilacı, gübreyi, mazotu destekleyeceğiz. Devlet bunları desteklemezse olmaz. Çiftçimiz mücadele edemez, tarım şimdi desteklenseydi ihraç rekorları kırardık” dedi.

Ardından söz alan Prof. İsmail Tatlıoğlu “tarım dünya şartlarına bırakılmaz. Çiftçi her türlü etmenden korunmalıdır. Dolu, yağmur, dış etkenler ve ekonomik dalgalanmalardan korunmalıdır çiftçi. Öyle ‘Polonya’da domates çok üretildi, o yüzden fiyatlar düştü’ diyemezsiniz çiftçiye” diyerek konu hakkında görüşlerini açıkladı.

***Ne Oldu Bu Yüksek Hızlı Tren?***

Toplantının bir diğer başlığı ise “Yüksek Hızlı Tren” mevzusu idi.

Çünkü bu iş, az biraz takip edenlerin bileceği üzere “yılan hikâyesine” döndü.

Yılan hikâyesi diyorum çünkü 2012 yılında başlatılan bu proje 2016 yılında bitecek denmişti,

Yıl oldu 2020 nin ikinci yarısı ne ray var, ne vagon var, ne de istasyon; tüm bunları bir kenara koyun yedi tane de “bakan” değişti 106 kilometrelik tren yolu bitirilemedi.

Üstelik dağ başından değil ekonomiyi besleyen, hazineyi besleyen, teknoloji üreten, endüstri ve turizm şehri Bursa’dan bahsediyoruz.

Özellikle İsmail Tatlıoğlu bu konu üzerinde çok fazla durdu, teknik bazı bilgiler verdikten sonra “eğer alternatif ulaşım yolları geliştirilmezse Bursa zor ulaşılan bir şehir olacak. Turizm yanı da olan Bursa gözden düşecek, karanlık bir geleceğe mahkûm edilecek, bunun önüne bugünlerde geçmezsek yarın çok geç olacak” diyerek konuyu açtı; bu ileri görüye bayıldım kesinlikle haklı idi.

Bursa’nın şehirlerarası ulaşımı uçak, yüksek hızlı tren; şehir içi toplu taşıması metro, tramvay vb alternatif araçlar ile genişletilmezse, Osmanlı Devletinin son dönemindeki “köhnemiş” Bursa’ya dönüşmesi işten bile değil.

Emin olalım ki bu köhneleşmişlik pastasından en büyük payı da Gemlik’imiz alır. Sabah işe giden işçi (Gemlik’i terk etmemiş üç beş küçük atölyede çalışanlar)akşam kart basıp evine döner; çalışmak, yemek, içmek, uyumak ve üremek arasında sıkışan yaşantısına sosyal hiçbir ekleme yapamayacağından organizma sahibi robotlara dönüşecekler.

Ardında ekonomik ve siyasi destek kalmayan zeytincilik artık hiç kazandırmaz olacak, bağ-bahçe sahipleri karın tokluğuna ırgatlık yapacak,

Küçülen şehir ekonomisi körfezi ve kıyıları temiz tutmak için gereken bütçeyi bulamayacak ve kıyılarımız cazibesini ve sağlığını yitirecek…

İçinizi karartmak değil, uzun vadede olabileceklere işaret edebilmek için bunlara değiniyorum,

Toplantının bir noktasında Milletvekili Sn. Ahmet Erozan (emekli diplomat) “uluslar arası ilişkilerde yapacağınız hataların faturasını bugün görmezsiniz; onların zararı yarınlarınızı etkiler. Ve bunların mali zararı da öyle hiç de küçük meblağlar olmaz; bedelini yüzlerce milyar dolarla ödersiniz,” dedi.

Bu bilgiyi şehrimize indirgeyerek değerlendirirsek, Bursa ve İlçelerinin (tüm yurdumuz için de böyledir) neden mükemmel yönetilmesi gerektiği, şehrin parasının har vurup harman savuranlara; şehrin onlarca yılını borç batağına sokan “ben bilirim, ben yaptım oldu” belediyeciliğine terk edilmemesi gerektiğini idrak edebiliriz…

Gördünüz mü bir trenin ucu nerelere varabiliyor? Anlayacağınız tünelin sonunda bizi her zaman “ışık” beklemiyor olabilir; tünel kör bir kuyuya da düşürebilir bizi.

***Bursa Bilbordlardan Yönetiliyor***

Böyle dedi Yahya Bahadır kısaca ve ismini verdi: “Bilboard Belediyeciliği”.

Bu tanım gülümsetti pek çok katılımcıyı.

Sonra altını doldurmaya başladı; ne oldu dedi “hanlar bölgesi projesi”?

“Bursa turizmini canlandıracak bu projeyi getirin ama her yeri betonla, parke taşla kapatmayan bir proje ile gelin tüm meclis üyelerimiz destek verecek,” dedi.

Usta kalem Yüksel Baysal burada söz aldı ve “bir iş adamına ait olan Zafer Plazanın durumu ne olacak?” diye sordu. “Belediyenin de hisseleri var orada, siz ne düşünüyorsunuz?” dedi.

Yahya Bahadır, “kamu yararı için belediye bu hisselerden vazgeçmelidir ve Pirinç Han’ın önü açılmalıdır,” diyerek yanıt verdi.

Terminale uzanan hafif raylı toplu taşıma sistemi için “seçimden önce Ali Nur Aktaş ‘bu iş yanlış, yer üstünde olmaz yer altına alınmalı’ diyordu, neden hala yer üstünden inşaata devam ediyorsunuz?” diye sordu,

“Şehrin ulaşım sorununa mevcut yollara palyatif (geçici) dokunuşlarla çözüm bulamazsınız, şehri yeni arterler yaparak rahatlatmalısınız,”

“Öyle bilboardlara yazıp şehrin her yerine asmakla, vaatlerle şehrin sorunları çözülmez, icraat gerek; Bursa’nın menfaatine olan her işe İYİ Parti koşulsuz destek verecektir,” dedi.

Anlaşılan o ki İYİ Partililer AK Partili Bursa Büyükşehir Belediye Başkanını adım adım takip ediyor. Bursa’yı “belediyesi kazanılacak” bir hedef olarak değil “topyekûn bir çalışma alanı” olarak değerlendiriyorlar.

Toplantıya katılım sağlayanlar: Ahmet Kamil Erozan – İYİ Parti Milletvekili, Prof. İsmail Tatlıoğlu – İYİ Parti Milletvekili, Dr. Yahya Bahadır – İYİ Parti Bursa İl Bşk, Osman Gürçay – A Gazete, Yüksel Baysal – En Bursa, Berkay Bigeç – Yeniçağ Gazetesi, Hıdırcankaya – Kent Gazetesi, Namık Göz – Bursa Hâkimiyet, Nevzat Çakır – Karacabey Yörem Gazetesi, Gürkan Güzelel – Kanal On, Harun Sak – Yenişehir Harman Gazetesi, Batuhan Ersek – Yeni Marmara Gazetesi, Hasan Boztürk, Caner Altan, Murat Bayram – Gemlik Haber Gazetesi.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —