Murat Kocamış


Barış, Demokrasi Ve Kardeşliğe İhtiyacımız Var

Barış, Demokrasi Ve Kardeşliğe İhtiyacımız Var


Barış, Demokrasi Ve Kardeşliğe İhtiyacımız Var

             Kendimi bildiğim günden bu yana şahit olduğum bazı hadiseleri hatırlayıp irdelediğim zaman ilk aklıma gelen 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı Kıbrıs’ta yaşayan Rumların Kıbrıs’ta yaşayan Türklere yönelik katliamıydı.  Kıbrıs Barış Harekât’ı başladığında hükümet adına kahraman askerimiz Kıbrıs’ta barış ve sükûneti tesis edecek açıklama yaparken, Yunan hükümeti ve Kıbrıs’taki Rum kesimi ‘Türkler Kıbrıs’ı işgal ediyor’ sesi yükseltiyordu.  Dönemin hükümetine baktığımızda Koalisyon hükümetinde Cumhuriyet Halk Partisi Genel başkanı Başbakan Bülent Ecevit koalisyonun diğer ortağı Milli Selamet Partisi genel başkanı başbakan yardımcısı Necmettin Erbakan’dı. Bu iki lider zıt düşüncelere sahip olmalarına rağmen ülkeyi birlikte yönetmede tereddüt etmemişlerdi. Kıbrıs Barış Harekâtı barışla sonuçlandığı için sevinçle karşılanmıştı, her şeye rağmen savaşlarda ölüm, gözyaşı ve acı olduğu için en kötü barış anlaşması bile savaştan iyidir. Zıt görüşlü liderler Kıbrıs’ta barışı tesis ederken Türkiye içinde demokrasiyi birlikte yaşamı tesis edemedikleri için 19 Aralık 1978 yılında Maraş katliamının ilk olayları başladı. Peki, neler olmuştu Maraş’ta? 1977 Genel seçimlerinde Maraş’ta 5 sol görüşlü vekilin seçildiğini ve demokrasi karşıtlarının bu gelişmeden rahatsız olmalarından dolayı Maraş’ta katliam yaparak demokrasinin gelişmesini engellemeye yönelip 100 üzerinde insanın ölümüne 600’ün üzerinde insanın yaralanmasına sebep olunmuştu. Konuya sağcı milliyetçi muhafazakâr kesimin gözüyle baktığınızda üç beş vatan haini komünist, kızılbaşa haddini bildirmek denecekti. Bu katliamı yapanların en belirgin özellikleri demokrasi karşıtı olmalarıydı. Katliam esnasında toplum değerlerini kullanmaktan da geri kalmadılar. ‘Komünistler Moskova’ya, Aleviler dinsiz!’ sloganıyla katliamı yaptılar. Maraş katliamına vicdani ve insani kesimin gözüyle baktığınızda ise ‘demokrasi karşıtı güçler tarafından yapılan bir katliamdı’ dendi. Ülkenin dört bir yanına etki eden bu vahim durum her ne hikmetse Kıbrıs Rumlarının, Kıbrıs Türklerine yönelik katliamını durduran dönemin hükümeti,  Maraş Katliamı olduğunda biri başbakan biri de muhalefet partisi genel başkanı idi. Maalesef katliamın olmaması için tedbir alamamışlardı.    

Bu yazıyı 1974 ve 1980 yılları arasında hatırladığım iki tarihi olay olan Kıbrıs Barış Harekât’ı ve 19 Aralık Maraş Katliamı’nı birlikte analiz edip, toplumsal belleğimizin huzura, barışa ve de demokrasiye olan özlemini vurgulamak için kaleme aldım.

Temel hak ve özgürlüklere olan ihtiyacımız, demokrasiye olan özlemimizin hayat bulması dileğimle dostça kalın.