Reyhan Çorum


14 MART TIP BAYRAMI TÜM SAĞLIK ÇALIŞANLARIMIZA KUTLU OLSUN

14 MART TIP BAYRAMI TÜM SAĞLIK ÇALIŞANLARIMIZA KUTLU OLSUN


14 MART TIP BAYRAMI TÜM SAĞLIK ÇALIŞANLARIMIZA KUTLU OLSUN

Mustafa Kemal Atatürk,”Beni Türk doktorlarına emanet edin” demiştir.

Ruh ve beden sağlığımızı borçlu olduğumuz fedakar doktorlarımızın ve sağlık personelinin özellikle pandemi döneminde haklarını ödeyemeyiz. Onların haklı mücadelelerinde her zaman yanlarında olacağız. Keşke elimizde olsa da yorgunluklarını giderebilsek, yüzlerini güldürebilsek, haklarını verip, hak ettikleri değeri gösterebilsek..

Hepsine ayrı ayrı minnettarız.

Tıp Bayramını bir bayram havasında kutlayacakları günlerin gelmesi dileğiyle.

Bu haftaki paylaşımlarımız elbetteki bu anlamlı haftada doktorlarımız üzerine olacak.

Onların nezdinde kısa kısa ilçemizden bir doktorumuz ve Başhemşiremize yer vermek istiyorum.

Kısa kısa kitaplarımız için bilgilerini göndermişlerdi. Teşekkür ediyorum. 

Kardeşler- ( Sadullah- Ali Muhsin- Emin Sözer) , Anne Hacer Sözer ile. (Hacer Sözer 26 Şubat 2022’ de vefat etmiştir. Aileye sabırlar dileriz)

Gemlik eşrafından merhum Hasan ve Hacer Sözer’in oğulları,

Ali Muhsin Sözer, kendi anlatımıyla.

1951 Gemlik doğumluyum.1965 senesinde Gemlik Ortaokulundan, 1968 Bursa Erkek Lisesinden, 1974'de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldum. Askerlik sonrası Afyon ve Gemlik'te (1979-1982 arası) Sağlık ocağı hekimi olarak çalıştım. 1982-1987 arası Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesinde genel cerrahi ihtisası yaptım. Bursa Devlet Hastanesi'nde göreve başlayıp, 1989 senesinde Gemlik Devlet Hastanesi’ni kurmak üzere Başhekim olarak tayin edildim. 1992 senesinde Başhekimlikten alınınca tayinimi Bursa’ya yaptırdım. 2016 yılına kadar Bursa Devlet Hastanesi'nde Genel Cerrahi Uzmanı hekimi olarak çalışıp emekli oldum. Aktif genel cerrahi hekimliğini bırakıp, üç yıldır Bursa'da Bilgemed firmasında iş yeri hekimliği yapıyorum. Ayten Hanımla 45 yıldır evliyim. Hasan ve Görkem isimli iki oğlum var.

Hüseyin Cahit Atan: Dr. Ali Muhsin Sözer kardeşimiz, Gemlik'te eski futbol sahasına Sağlık Ocağı açıldığında, Dr olarak tayin edilmişti, Sağlık ocağı binası bomboş, ne masası var, ne sandalyesi var, ne perdesi var, ne de doktorların hasta muayenesi için yatakları vardı, tam takır bir bina. Gemlik esnafını ziyaret ederek, herkesten karınca kararınca katkı verilmesini istedi. Bize de bir görev verdi, bizde o görevi seve seve ifa ettik.

Gemlik'imizin gururu olmuştu, çok kısa zamanda tam techizatlı Sağlık ocağı kurulmuş oldu. 1980 İhtilali olduğu zaman, ihtilalin üstünden 1 hafta geçmişti, gece aniden ateşlendim, sokağa çıkma yasağı var, hemen kardeşim Dr Ali'yi evinin telefonundan aradım, arabası ile evime geldi, “Evde ilaç var mı?” Diye sordu, dolapta ne kadar ilaç varsa hepsini gösterdikten sonra, içinden bir iki ilacı kullanmamı önerdi ve şayet ateşim düşmezse, yazdığı reçete ile eczaneye gidip ilaçları alabileceğimi söyledi. "Sakın reçetesiz dışarı çıkma, vur emri var unutma" diye tembihledi. Eczaneye gitmeden aldığım ilaçlarla ateşim düştü. Ali kardeşimi görünce hep yaşadığım bu olay aklıma gelir.

SUNĞİPEK KİTABIMIZDAN

BAŞHEMŞİRE SAFİYE ÇEVİK

Amiral Biristol Yüksek Hemşire Okulu mezunuyum. Okulu bitirdikten bir yıl sonra Amerikan Hastanesi'nin doğum servisinde bir sene çalıştım.

1968 yılında Sunğipek Fabrikasında çalışmaya başladım. Sunğipek Fabrikasında çalışan kadınların, çocuklarını emin bir şekilde bırakarak rahat çalışabilmesi için, fabrikanın iki yaş grubu çocuklar için kreş hizmeti vardı.

Revirimizin 24 saat açık olması nedeni ile görevli sağlık elemanları 24 saat hizmet vermekteydi.

Dahiliye doktorumuz Naci bey ve Diş Hekimimiz Dr Sadi Ertür Sunğipek doktorlarıydı.

İlk müdürüm Haydar Yıldıran idi.

Kreş ile beraber revirimizde işçi sağlığı ve memur ailelerine hizmet veriyorduk.

Gemlik'te o yıllarda hastane ve sağlık kurumu yoktu. Bütün trafik kazalarına, boğulmalara revirde ilkyardım yaparak Bursa'ya sevk ediyorduk. (Devlet Hastanesi ve Sigorta Hastanesine)

Fabrikamızda 24 saat vardiyalı çalıştığım işletmede, Karbon Sülfür(Üretme) bölümünde çok vakalar oluyordu. Yine ilk yardım yapıyor, oksijen vererek Bursa'ya gönderiyorduk.

1969 yılında evlilik nedeni ile ayrıldım.

1974 yılında bu kez tekrar Fabrikaya döndüm. Bizim işimiz nedeni ile sürekli fabrikada hazır bulunmamız gerekiyordu. Bu nedenle de acil iş kollarının lojmanda önceliği oluyordu. Bende eşimle birlikte lojmana taşındım.

Bu arada çalışanlarının çoğu bayan olan Şişe Cam Fabrikasında sosyal hemşire olarak da görev yaptım ve 1974 yılında emekli oldum.

1996 yılına kadar lojmanda kalmak şartı ile görevime devam ettim.

Fabrikamızın Uludağ Kampı vardı ve buraya öncelikli olarak Karbon Sülfür Üretme bölümünde çalışanlar gönderilirdi.

Boşalan devrelerde ise memurlar ve aileleri de gönderiliyordu.

Fabrikamızın sosyal tesisleri; sinemamız, yemek salonumuz, yazlık kışlık düğün salonumuz, plajımız, yuvarlak salonumuz, spor kortumuz ile sadece Fabrika çalışanlarımıza değil, Gemlik'e de hizmet ederdi.

Bütün etkinlikler; Cumhuriyet Bayramı kutlamaları, anneler günü, defileler, düğünler burada yapılırdı.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün açtığı bu fabrikanın, 2 Şubat da yapılan yıl dönümü kutlamaları, yılbaşı kutlamaları da dillere destandı.

Sunğipek bizler için de, Gemlik içinde bir okul olarak Gemlik'e hizmet verdi. Bir çalışanı olarak Sunğipekli olmaktan gurur duymaktayım. (10-12-2020)

Safiye Çevik( 2020) yıllar sonra tekrar revir binası önünde.

Safiye Çevik: Kısaca özetlersek, Sağlık İşleri Servisi Personel müdürlüğünde, Doktor, Hemşire, Ehliyetli Sağlık İşçisi, vardiya işçileri, Çocuk bakıcısı olarak 24 saat göreve hazır olacak şekilde çalışma şartları düzenlenmiştir.

Fabrikamız işçi sağlığı ve iş güvenliği ağır ve tehlikeli işler tüzüğüne göre, fabrikaya alınacak işçilerin girişinden sağlık muanesi yapılarak işe başlatılmasında çalışma hayatları boyuncada en az 6 ayda bir sağlık muayeneleri yapılarak kontrol edilmekte, iş yerimizin ağır sanayi ve tehlikeli işler olması nedenleriyle işçi ve sağlığı tüzüğüne göre çalışma şartları ve meslek hastalıkları yönünden kontrol ve tetkik için Kartal'daki meslek hastalıkları hastanesinden Sağlık Ekibi (Doktor ve Hemşire, Şüpheli vakalar hastahaneye çağrılmakta ve gerekli tedavileri yapılmaktadır. Fabrikamızda karbon sülfür kullanılması nedeniyle gaz maskesi takmak zorunludur.)

Bilhassa Üretme ve karbon yapısına maruz kalanlarda sağlık problemleri sıkça görülmektedir. Bütün bu nedenlerden ötürü öncelikle hava değişimi için Uludağ'a 15 günlük kampa götürülmektedir.

Sağlık işlerinde Doktor Naci Beyden sonra emekli olması nedeniyle Doktor Teoman Dumlu daha sonra da kadrolu olarak Doktor Hasan İnce çalışmışlardır.

Revirde çalıştığım zamanlar anneler çocuklarını iğneye getirirlerdi. Doğal olarak beni dışarıda gördükleri zaman korkup kaçıyorlardı. Bir gün gene lojmanlarda komşumuz olan bir çocuk benden kaçarken dolabın arkasına saklanmış çıkmıyor, diğer sağlıkçı arkadaşlarla saklandığı yerden zorla çıkardık ve iğnesini yaptım. O oğlumuz doktor oldu. Bir gün iş çıkışı formam üzerinde çocuklar kalabalık geziyorlar, beni görünce gene kaçıyorlar. İçlerinden bir tanesi,” Korkmayın, kaçmayın o emekli oldu. Artık iğne yapamaz” diyor. Revirin etrafında havuz ve manolya ağacı ve çok güzel çiçekler vardı. Sağlıkçı arkadaşlar doktor ve hemşirelerin masasına gül ve diğer çiçeklerden koparırlardı. Bir sağlıkçı arkadaş beyaz önlüğü ile manolya ağacına çıkmış manolya koparmaya çalışıyormuş. O esnada müdür muavinimiz kontrole çıkmış onu ağaçta görünce “Ne yapıyorsun orada” demiş. O’da “Koklamaya çıktım efendim” demiş.

Evet, bir anılara yolculuğumuzun daha sonuna geldik. Bir doktorumuz ve bir başhemşiremize bugün yer verdim. Onlar kısa kısa kendilerini anlatmışlar ama yaptıkları işler sayfalara sığmayacak kadar büyük ve değerli.

Cahit Bey bir anısını anlatmış, bende Safiye Hanım ile ilgili bir anımı anlatayım.

Safiye Hanım, sosyal anlamda da çok aktif biridir. Uzun yıllar Gemlik’te bir siyasi partinin ilçe yönetiminde bulunmuş, yine birçok Derneğin de yönetiminde halen çalışmaktadır.

Kendisini şahsen tanıyordum ama yakinen tanımam Kent Konseyi döneminde birlikte çalıştığımız dönemlerde oldu ve birbirimizi çok sevdik. Bir seyahate gidecektim ve konserimiz de vardı. Çok kötü grip oldum, gözümü açamıyorum. İğnelerimi kendi aldı getirdi. Birkaç gün benimle ilgilendi. Onun sayesinde ayağa kalkıp hem konsere çıktım, hem de seyahate gidebildim. Ve tabi bunları hiçbir karşılık kabul etmeden yaptı. Birçok evlenecek insana, ihtiyacı olana, tek başına yardım ve destek sağlayan, artık beyaz kep giymese bile kanatsız bir melektir.

Ali Muhsin Sözer Beye ve Safiye Çevik Hanıma teşekkür ediyor, sağlıklı günler diliyorum.

İyi ki varlar, iyi ki sağlıkçı olmuşlar.

REYHAN ÇORUM