ADIM ADIM KURŞUNLU HAGİOS ABERKİOS KAZISI..(2)
GÜNEŞİN ALTARI..
HAGİOS ABERKİOS MANASTIRI VE KİLİSESİ..
Bu kazının oluşmasında, tarihin gün yüzüne çıkmasında büyük emek ve gayretleri bulunan rahmetli BAYRAM DEMİR'i saygı, sevgi ve rahmetle anıyoruz...
BENGİ ÇORUM'UN KALEMİNDEN..
Müze Araştırmacısı Bengi Çorum..
Bursa Müzesi Bülteni.
18-24 mayıs 1996 yılı..
Devam ediyoruz..
Evvela naosu ikiye bölen mermer friz temizlendi, duvarlar süpürüldü.Kilisenin içini süsleyen 17.yüzyıldan sonraki devirlere ait freskolardan çok az iz kaldığı görüldü.Sadece diakonikon hücresinin naosa açılan kapısı üzerinde pantokrator İsa tasfiri silik olmakla beraber korunmuş olan tek örnektir.Naosun içi 0.70 m yükseklikte toprakla doluydu.Evvelki yıllarda define arayanlar tarafından tahrip edilen ve gelişigüzel kazılan naos ile nartheksdeki taş ve tuğlalar tolandı.Kubbe naos üzerine çöktüğü için orta kısmında fazla miktarda tuğla vardı.Bunların içinden damgalı olanlar envanterlenmek üzere ayrıldı.Diğer taş, tuğla ve mermer parçalar toplanarak ayrı ayrı tasnif edildi.Naosun içindeki toprak elenerek kaldırıldı.
Malozun içinden pencere camı parçaları, alçı pencere parçaları ile kandil dip çarçaları bulundu.Naosun zemini tamamen temizlendi ve zeminin mermer blok döşemelerle kaplı olduğu görüldü.Bunların büyük bir kısmı tahrip olmuş.Tam ortada "Opus sectile" tekniği ile yapılmış siyah ve beyaz küçük kare, üçgen ve altıgen taşlardan oluşan 0.66 X 0.52 m boyutunda bir süsleme çıktı.Neosun kuzey kapısı önündeki bir mermer döşemede(/)usta damgası olduğu görüldü.Bema kemerinin altında dört parça halinde Grekçe yazılı Olimpos(Uludağ)Archinmandrite's Loachim'in 1196 tarihli mezar kitabesi bulundu.
Bu kitabeden Cyril Mango'nun makalesinde kayıp olarak bahsediliyordu.Bulunması sevindirici oldu.
Naosun güney duvarına çok yakın bir yerde bulunan ve geçen yıl izinsiz açılmaya çalışılan, yarım beşik tonoz şeklinde kenarları görülen bir çukur üzerindeki mermer kapak kaldırıldı.Mezar olan çukurun batı tarafının üst kısmı tonoz şeklinde olup, horosan ile örülmüş ve üzerine sıva yapılmıştır.Mezarda kafatası olmayan iskelet parçaları bulundu.1.60 m inildi, duvarların bittiği görüldü, içi temizlenerek kapağı kapatıldı.
Postophorion hücrelerinin temizliği yapıldı.Her iki hücrede de kapı girişinin 0.18 cm altında doğu yönünde yuvarlak kalıntılar bulundu.Bunların daha evvelki bir yapının apsisleri olabileceği düşünüldü.Her iki hücrede de 0.80 m aşağıya inildi.Phothesis hücresinde 0.50 m altta sgrafitto tekniği ile yapılmış sarı sırlı iki tabak bulundu.
Narteks'de taşlar ve topraklar atılarak zemin araştırması yapıldı.Molozların içinden opus sectile tekniği ile yapılmış süsleme parçalarına benzer bir süslemenin Narteksde de olduğu kanısındayız.
Narteksin giriş kapısı devşirme mermerden yapılmış iki basamak halinde bulundu.Grişten 0.30 m altta kuzey ve güneyde narteksin tuğla döşemeleri görüldü.Kuzey doğu köşesinde ise mermer döşeme kalıntıları bulundu.Orta kısım ise tamamen dağılmış durumdaydı.Kapı önünde bulunan lahit kapağı kaldırılınca altta dağılmış durumda iskelet parçaları ve 30 adet kafatası bulundu.Tahminen narteks kripta olarak kullanılmış.Bu yüzdende döşemeler tahrip olmuştur.
Naos ve narteks'deki kiliseye ait mimari plastik parçalar atılmış olarak duruyordu.Bunlar toplanarak envanterlendi.
Kilise toprağa gömülü olduğu için etrafının açılması ve binanın gömülü olarak kurtarılması düşünüldü.Ayrıca bu manastırın bölgenin en ünlü manastırı olması sebebiyle bazı ek yapıların olması gerektiği, naosun kuzey ve güney cephelerinin ortada yer alan pencereden ziyade kapı olmaları mümkün görülen açıklıkların varlığı ve diakonikon hücresinin güneye bir kapı ile açılması (sonradan kapatılmış)bize binaya bu yönlerden bazı eklentilerin olabileceğini düşündürdü.
Bunun içinde kilisenin etrafına sondaj çukurları açılmaya başlandı.İlk olarak güney cephede 1.60 m aşağı inilerek mermer döşeme zemin bulundu.Ayrıca bu cephede binaya 1.90 m uzaklıkta ve batıya doğru devam eden bu duvarın bitiminde narteksin dışına inen iki basamak yuvarlak merdivenler bulundu.Merdivenler 2.5 metrelik bir açıklık verdikten sonra moloz taş duvarla batıya doğru devam etmektedir.Bu duvarın arkasındaki zeminde mermer döşemelerin devam ettiği görüldü.Ayrıca bu açmadan çok sayıda sutun parçası çıktığı için güney cephesinde ahşap revaklı bir dış avlu olabileceği kanısındayız..
Narteksin batısında yapılan çalışmalarda nartekse ek kalıntılar bulundu.Evvela binanın bir exonartheksi olabileceği dünüldü ise de bu kalıntıların kuzeye doğru devam ettiği görülünce altta eski bir yapının kalıntıları veya binanın ekleri olabileceği düşünüldü.Bu alanda altı adet mezar bulundu.Mezarlar temizlendi.Her mezarın baş ucunda bir cam bardak, ayak ucunda bir nal olduğu görüldü.
Kış şarları ve restorasyon çalışmaları düşünülerek mezarın üstü kapatıldı.
Doğu cephesindeki çalışmalarda 1.80 m aşağı inildi, apsisin beş köşeli cephesi meydana çıkarıldı.Diakonikon hücresi önünde 0.27 m genişiğinde bir su yolu bulundu.Prothesis hücresine yakın bir yerde kaybolan su yolu daha sonra kuzey cephesinde meydana çıktı.Bu açmada diakonikon hücresi önünde 1 m altta mermer bir mask çıkarıldı.
Kuzey cephede yapılan çalışmalarda doğu-batı yönünde uzanan duvarlar ile phothesis önünde tuğla örgülü bir apsis bulundu.Bunlar Narteks'in önünde çıkan duvarlarlarla birleşince bir yan nef veya şapel meydana geldi.Bundan da altta eski bir kilisenin var olduğu veya kilisenin yan nefinin bulunduğu kanısına varıldı.
Bu nefin apsisinin arkasında taş örgülü ikinci bir apsis daha bulundu.İki ayrı devre ait olduğunu düşündüğümüz bu apsislerden arkadaki apsisin yeni bulunan nefi ile ilgisi yoktur.Nefin apsisinin önünde küçük bir mermer döşeme kalıntısı, opus sectile parçaları ile dört adet cam kandil bulundu.
Kuzey cephesinde de güneyde olduğu gibi, geç devre ait moloz taş duvar görüldü.Böylece son devirlerde kilisenin etrafının basit duvarlarla çevrildiği tespit edilmiş oldu.
Doğu cephesinde görülen su yolunun bu cephede tekrar ortaya çıktığı ve 0.50 m genişlikte devam ederek lahit kenarlarından oluşan mermer bir su haznesi ile birleştiği görüldü.
Kuzey cephesinde denize doğru devam eden açmada dağınık durumda çok sayıda iskelet çıkarıldı ve bu alanın 19.yüzyılda mezarlık olarak kullanıldığı anlaşıldı.Ayrıca bu alanda bir çift elektron küpe bulundu.
Deniz kenarında kaynaklarda kayıkhane olduğu tahmin edilen, üç tarafı tuğla örgülü, denize doğru olan cephesi açık, içi moloz taş ve toprak dolmuş olan yapı temizlendi.
Duvarları tuğla döşeli ve ortasında(.......)damgalı bir tuğla bulunan mekanın gemilere su veren bir sarnıç olduğu anlaşıldı.
Çalışmaların yapıldığı diğer bir yapı kilise bahçesinin güney doğu köşesinde bulunan tuğla fırınıdır.2.30x1.53m yüksekliği olan fırının içi tuğla örgülü ve sıvalı olup, doğu batı doğrultusunda üç kemeri vardır.
1996 yılı temizlik ve kurtarma çalışmaları 31.8.1995 tarihinde tamamlandı.Kazı sonucu mimari plastik eserler Kurşunlu Belediyesi tarafından tahsis edilen odaya kilitlenmiş, diğer küçük eserler Bursa Müzesinde korumaya alınmıştır.
Etrafı açılan ve temizlenen Hagios ABERKİOS Manastırı Kilisesi toprağa gömülü olmaktan kurtarıldığı gibi, yapılan çalışmalar sonucunda bazı karanlık noktaların da aydınlatıldığını sanıyoruz..
BENGİ ÇORUM...
Gemlik Tarihini, Kültürünü Araştırma ve Yaşatma Derneği olarak toprağın altına gömülen eski tarihimiz için bir büyük çalışma yapamayacağımızın bilincindeyiz..
Fakat elimizden geldiğince bildiğimiz ve bulduğumuz her şeyi sizlerle paylaşmaya, çevremize duyarlı olmaya devam edeceğiz..
Bu kez de Kurşunlu tarihini ve kiliselerini bir bilene sordum.
Bana sizlerle paylaşma fırsatı verdiği için Serhat Seferoğlu Beye, emek ve desteğini her zaman esirgemeyen tüm yakınlarıma ve dostlarıma teşekkür ederim..
Halam Bengi Çorum ve Sevgi Çorum her konuda danıştığım, bilgilerinden yararlandığım aile büyüklerim..
Sitede ve gazetede yer alan fotoğraflar Bengi Çorum'un arşivinden ve bazı kilise fotoğrafları da Sabahattin Özcan arşivinden alınmıştır.
Sonsuz teşekkürlerimle..
REYHAN ÇORUM.